Thursday, August 23, 2012

Temas ya da Balık


Sonra düşündüm de mesele kedini bulmak değil kendine temas etmek, yani insanın kendisiyle yapıcı bir iletişim içinde olması. Neyse bu konuya bu gün de giresim yok, hatta belki yetecek kadar konuşmuşumdur da.. 

Andrew Weil'ın, Spontenous Healing, kitabından bahsetmiştim Şimdi biraz daha bahsedesim var. Okuduğumdan beri  sözünü etmeden, çevreme ordan bir hikaye anlatmadan duramıyorum zaten. Balık yemenin yararlarından bahsediyor bağışıklık sistemini güçlendirmek için. Ama her balık da güçlendirmiyor sistemi ya da somon, sardalye, riga balığı kadar güçlendirmiyor. Eti olabildiğince az yiyip soya, balık, sebze ve meyve yemenin öneminden söz ediyor Weil. Beslenme ve stresle başa çıkma yönteminizi  ve hayatınızda ters giden şeyleri değiştirerek kemoterapiden çok daha iyi bir tedaviye ulaşabileceğimizden bahsediyor. Ya da sistemik hastalıkları kortizon kullanmadan kökünden  geçirebilme ihtimaline değiniyor. Aşık olmak da romatizma ve lupus gibi hastalıklar için de bire birmiş. Ben çok beğendim bu teorileri.  Siz ne düşünüyorsunuz? 

Wednesday, August 22, 2012

Kendini bulmak?

İnsan kendini nasıl buluyor? Yolculuğa çıkıp mı, meditasyon yapıp mı, uzun yürüyüşlere çıkarak mı, dağlara tırmanarak mı, doğayı seyreylerek mi? İşte bunu da insanın kendisinin bulması lazım geliyor zannımca. Herkes için her şey aynı çalışmıyor, her gün bizim için aynı metod işlemiyor. 20'sinde insan tepine tepine dans ederek rahatlıyor, 30'unda 40'ında  oturup manzaraya karşı arkadaşlarıyla sohbet ederek... Mesela....

Herkes için farklı, her yıl için farklı, her gün için farklı her şey. Aspirin bir baş ağrısına iyi gelirken iki ay sonraki başka bir baş ağrısına aynı kişi de aynı etkiyi göstermeyebiliyor.

Batı tıbbının da en büyük yanılgısı ama bir yandan gücünü aldığı, yukarda anlattığım konuya ters düşen  nokta da bu: kitlelere hitap... Batı tıbbı kötü birşey değil ama artık neleri iyileştirip neleri iyileştiremeyeceği konusunda açık sözlü olmasının vakti geldi. Örneğin batı tıbbı acil ameliyat gerektiren bazı durumlarda ya da fiziksel travma konusunda çok iyi işlerken, bağışıklık sistemi hastalıklarında ve kanserle mücadelede ısrarla göz ardı ettiği çok büyük hatalar yapıyor... Semptom gidermeye o kadar odaklanmış ki nasıl iyileştirebilirim diye sormuyor. Karşısında çoğu zaman bir insanoğlu, duygusu göz yaşı olan bir şey değil bir karaciğer, bir dalak görüyor. 100 kişi de 100 de 60 başarı oranı görüyor. Kitle görüyor,  ortalama bir soyut insan görüyor. Didem, Çiğdem, Adem yok, istatistikteki kitlenin bir örneği var.

Peki ne alaka kendini bulma ile batı tıbbı. Alaka şu ki, daha önce de dediğim gibi kişi en iyisi ne kendisi için bunu bilecek kadar kendini bulsa hiç fena olmaz, kendini bulma metodunu da kendine göre buldu mu önüne kimse geçemez işte o kişinin. Gerçi bulunacak bir kendi var mı, o "kendi ne?"  de başka sorular ama uğraştıkca insan tüm yanıtlara giden yolları buluyor. Zor geliyor kulağa ama pek de değil, hepi topu az bir şey kendini gözlemlemeye bakıyor iş.

Bir akşam yemeğinde spagetti yediğimde ne hissediyorum, bir brokoli yediğimde ne hissediyorum? Sağlıklı bulduğum besinleri 2 ay boyunca yesem ne diyor vücudum? Bir gün 45 dakika yürüyüş yaptığımda yapmadığım güne göre neler hissediyorum. Bir ay, her gün 45 dakika yürüsem vücudumda ruhumda neler oluyor benim? Çok da zor değil hepi topu her dikkatimizi çevirdiğimiz aktiviteden sonra 2 dakkayı almaz bu gözlem. Daha pek söyleyeceklerim var bu konuda ama uykumun gelmesinden ve saatin 23:00'ı geçmesinden anlıyorum ki yatağım beni çağırıyor. Devam etmek üzere...

Mutlaka organik ama hangisi?

Bir organiktir aldı başını gidiyor, nasıl yapmalı ne etmeli? Her şeyin de organiği  yok ki, bazıları da pek pahalı zaten... Andrew Weil, Spontenous Healing (-Kendiliğinden İyileşme) kitabında organik olmazsa olmaz, bünyesinde tarım ilaçlarını hormonları en çok tutan meyve ve sebzeleri şöyle sıralıyor. Ben artık pek organik olmayanından almıyorum, alamadığımı yemiyorum. Ama tabi unutmamalı ki, kime ne yarar ne yaramaz hep kişinin kendisi biliyor. Bir yanda bu fikir bir yanda liste tercih size kalmış:

Meyveler
  • Elma
  • Şeftali
  • Üzüm
  • Kuru üzüm
  • Organik olmayan üzümden yapılmış şarap
  • Portakal
  • Çilek
Sebzeler
  • Patates
  • Havuç
  • Marul
  • Yeşil fasulye
  • Fıstık
  • Buğday
Organiği yok mu? Sorun isteyin biliçlendirin getirsinler, isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü ...